ÖĞRENMEK İÇİN TEKRAR
Hafıza insanı nasıl yanıltıyor.
Yada olmadık zamanda olmadık şeylerle aklınızı karıştırıyor. Dün çok emin
olmamakla birlikte Özdemir Erdoğan’ın şarkısını Grup Gündoğarken’e
yakıştırmıştı hafızam. Sonra olmadık bir zamanda Özdemir Erdoğan aklıma geldi.
Gençler pek tanımaz Özdemir Erdoğan’ı. Ama bizim çağın yirmili yaşları çok
dinlerdi. Eşim tanıştığımız ilk aylarda bana Özdemir Erdoğan’ın şarkılarından
bir kaset doldurup hediye etmişti (Geçenlerde Acun Ilıcalı üzerinde kaset resmi
olan bir tişört giymişti. Aynı yaşlardayız. O da az kaset doldurmamıştır). O kasette Pervane diye bir şarkı vardı. Eşimi kızdırmak
istediğim zaman hemen o şarkıyı söylemeye başlarım. Çok güleriz sonra. Aslında
gülünecek bir şarkı değil. Çok romantik. Ama her şey yerinde ve zamanında
güzel. Eskiden çok anlamlı olan şeyler sonra insanı güldürebiliyor. Bakalım siz
neler hissedeceksiniz. Hatta şarkıyı da dinleyin. Dinleyin ki içiniz ısınsın. Belki gülersiniz, belki ağlarsınız...
Pervane
Ben bal arısı gibiydim senden önce
Bak pervanelere döndüm seni görünce
Yana yana kül olsam her an, yine de senden ayrılamam
Yoluna adadım ömrümü ben sensiz olamam
Bak pervanelere döndüm seni görünce
Yana yana kül olsam her an, yine de senden ayrılamam
Yoluna adadım ömrümü ben sensiz olamam
Yana yana kül olsam her an, yine de senden ayrılamam
Bin yıl yaşasam yine sana doyamam
Sana gönlümü verdim ey nazlı güzel
Seni almazsam gözlerim açık gider
Bana ellerini ver hayat seni sevince güzel
Yoluna adadım ömrümü ben gel kaçma güzel
Buralara nerelerden geldik.
Konumuz hafızamızın bize yaptıkları idi. Bazen unutmaya çalışırız acılarımızı,
korkularımızı. Bazen de unutmamak için kırk takla atarız öğrendiklerimizi. Bir
de sınav dönemi yaklaşmışsa. Üst üste gelen sınavlar, zamanında çalışılmayan
son güne bırakılan dersler…. Öğrencilik hali işte.
Öğrendiğimiz şeyleri belli bir hızda
unutmaya başlarız. Bu unutma süreci öğrendiğimiz şeye olan ilgimiz, konunun
ilginçliği ve özgünlüğü, sahip olduğu görsel ve işitsel öğelerle birlikte
anlatımına bağlı olarak hızlı ya da yavaş gelişir. Okulda ve derste
dinlediklerimiz de bu şekildedir. Öğrendiklerimizin % 70'ini 1 saat içinde, %
80'ini de bir gün içinde unuturuz. Bilgilerin bir kısmı bilinç düzeyimiz
bir kısmı bilinçaltımız tarafından kaydedilir. Dersini anlatmak için iyi
hazırlanmış bir öğretmen hem bilinç düzeyini hem bilinçaltını kullandığı için
daha etkin bir öğretim süreci sağlar. Öğrendiklerimizi tekrar ettiğimiz zaman
bu unutma hızını yavaşlatırız.
1 saatlik bir dersten sonra 10
dakika tekrar yeterlidir. Adı üstünde tekrar bir defalık bir çalışma olarak
kalmamalıdır. Dersin başında geçen sürenin çokluğu öğrendiklerimizin
kalıcılığını artırmaz. Öğrenmenin kalıcı olması için tekrar söylüyorum tekrar
gereklidir. Ve bu durum tekrar tekrar, tekrar edilmelidir.
Dersten hemen sonra yapacağınız
10 dakikalık bir tekrardan sonra dersi öğrendiğiniz günün akşamı 2-4 dakikalık
yeni bir tekrar; dersten 24 saat sonra yine 2- 4 dakikalık bir tekrar; bir
hafta sonra 5 dakikalık bir tekrar; bir ay sonra ise yine 5 dakikalık bir
tekrar yapmanız öğrendiklerinizin kalıcı kılar.
Emeklerimiz boşa gitmesin diye
doğru şekilde çalışmak önemlidir. Ama her şeyden önemlisi severek ve isteyerek
çalışmadır. Zorla çalışmak akıntıya kürek çekmek gibidir. Hiç çalışmayın daha
iyi. Doğru zamanı bekleyin. İleride çalışma verimliliği için başka yazılarda
görüşmek üzere.
Tekrar etmek çok önemli fakat keşke tekrar tekrar ertelediğimiz bir eylem olmaktan çıksa da alışkanlık haline gelebilse.Her yazınızı ilgi ve beğeniyle okuyorum.Her biri için ayrı ayrı teşekkürler.Mutlu paylaşımlarda görüşmek dileğiyle...
YanıtlaSil